26 Ocak 2011 Çarşamba

Tereyağı

Size tereyağıyla ilgili bir sır vericem, aslında internete göz attım pek sırlık hali kalmamış ama yine de ben burada ilk kez diyeceğime göre bu buranın sırrı olsun. Evet!

Geçen postlarımdan birinde, Dr. Oetker'le Cheesecake Vakti postunda malzemeler resminde kavanozda sarı sarı güzel bir tereyağı resmi koymuştum. Koyarken bunu da bir ara diyim dedim fakat unuttum. Kısmet bugüneymiş.



Bir süredir annem tereyağını aldığı gibi bir tencereye atıp kaynatıyor. Koca paketi yani artık ne kadarsa. Kaynayan tereyağının üzerinde köpükler oluşuyor, lavaboya dökmek lavaboyu tıkayacağından bunları kaşıkla alıp bir gazete parçasının üzerine atıyor. Tereyağı yaklaşık 20 dakika kaynıyor kısık ateşte. Dikkat edin de yakmayın aman. Köpüklerle savaşa girmeyin tabi çıktıkça topliyim diye iflahınız kesilir. Birkaç dakikada bir toplayın sanırım yeterlidir. Ardından kalan kısmı kavanoza koyup çekmecede dolapta falan saklıyor. Yani buzdolabına koymuyor. Böylece her daim oda sıcaklığında kolayca unla harmanlanacak tereyağı hazır oluyor.

Ha peki neden kaynattık da o köpükleri ayırdık, çünkü tereyağının damarları tıkayan kısmı orasıymış. Böylece içimizi biraz daha rahatlatarak tereyağı yiyebiliyoruz en azından:) Ee herkesin köyünden hatta en güzel tereyağı olduğu söylenen Rize Ayder'den tereyağları gelmiyor malesef.

Lakin küçüklüğümden tadı damağımda kalan pazarda bir kadından aldığımız tereyağını hatırlattığım zaman annemin, "onun içine patates koyuyorlardı, bi gün kocaman patates buldum içinde!" diye beni bozum etmesi... Patatese olan aşkım bitmeyecek. O zamandan belliymiş:)

Tereyağı demişken hazır, tereyağını evde de yapabiliriz biliyorsunuz değil mi? Artık her şey internette anacım, bilmediğinizi düşünmek size ayıp olurmuş gibi geliyor:)

Birkaç sene evvel çılgın teyzem Bilgin tereyağı yapabileceğimizi söylediğinde büyük bir işmiş gibi gelmişti. Halbuki bir kasede hallolacak kadar ufak bir işmiş. Açıkçası çok da net hatırlamıyorum sürelerini ama basitçe şöyleydi: Bilindik güvenilir bir markanın 200 ml'lik kremalarından alıp bir kaba boşaltın. Mikserin en yüksek derecesinde çırpın. Biraz uzun sürebilir ama yılmayın çırpın. Bir süre sonra kremanın suyu aşağıda kalırken üzerinde tereyağı olacak kısım ayrılıyor. Sonrasını teyzem yapmıştı, ama sanırım temel olarak şu basamaklardan oluşuyordu, süzme ve soğuk suya tutma. Önce bir elekte suyunu süzdürmüştü, tabi hiçbir şeyi çöpe atmayan biri olarak suyunu da değerlendirmek üzere kaldırdı. Sonra tereyağını soğuk sudan geçirdi bir dakika süreyle falan. Sanırım sertleşip şekle girmesini sağladı bu da. Sonra yiyorsunuz mis gibi tereyağını:)

Dediğim gibi birkaç senelik bilgi olduğu için bir kutu tereyağından ne kadar çıktığını ve ne kadar süre mikserde çektiğimizi hatırlamıyorum. Evimde mikser olmadığı için bir daha da deneyemedim. Ayrıca yine teyzemde bir gün başka bir markayla tekrar denediğimiz tereyağı olmayınca da sıkıldım bir daha deneme girişiminde bulunmadım. O yüzden bildiğiniz marka kremayı alın dedim.

Siz benim kadar tembel olmayın yapın yiyin sevgili okurlar:)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder