25 Aralık 2010 Cumartesi

romlu kayısılı kek

daha önce romlu kek yapmıştım bu kez içine kayısı katarak biraz renklendirmek istedim ve güzel bir iş çıktı ortaya.

malzemeler:
3 yumurta
1 su bardağı (silme dolu) şeker
1 çay bardağı sıvı yağ
1 çay bardağından bir parmak az ılık su
1 kabartma tozu
2 su bardağı un
6-7 tane ince kıyılmış kuru kayısı
1 tüp rom aroması
2 kaşık kakao

yumurta ve şekeri çırptım yaklaşık1 dakika. ardından önce sıvıları ekleyip bir kaç saniye çırptım ve en son da yavaş yavaş unu ekleyerek çırpmaya devam ettim. kıvam oluşmaya başladığında kabartma tozunu, kayısıları ve kakaoyu da ekleyerek son kez mikserle bir kaç tur attım. eğer yoğun bi kayısı tadı isterseniz 10 tane de ekleyebilirsiniz. ben rom aromasını bastırmasını istemediğim için bu kadar koydum. kek kalıbını margarinle ve kakao ile buladım. bu işlem yapışmasını önler. koyu renkli keklerde un yerine kakao eklerim ki kalıptan çıktıktan sonra kekin üzerinde beyaz beyaz un parçaları kalmasın. kalıba döktükten sonra 150-175 derece arasındaki sıcaklıkta yaklaşık 20-25 dakika pişirdim. kekin pişip pişmediğini anlamak için ise bi sivri bıçağı hamurun içine sokup çıkartın. eğer bıçağın üzerine hamur yapışıyorsa henüz pişmemiştir. işte kekin son hali anneannemin kırk beş yıllık çeyiz tabağında:

23 Aralık 2010 Perşembe

peynirli poğaça ve meyve çayı

malzemeler:
1yumurta
1 su bardağı yoğurt
yarım su bardağından iki parmak fazla sıvı yağ
1 paket kabartma tozu
tuz
aldığı kadar un 

içine:
50gram beyaz peynir,az yağlı (yaklaşık bir parmak kalınlığında kesilmiş kalıp)

üzeri için
1 yumurta sarısı
çörek otu ve susam(isterseniz koymayabilirsiniz, ben ikisini de çok sevdiğim için bolca kullanırım)

yumurta, yoğurt, yağ, kabartma tozu, tuz(yaklaşık bir tatlı kaşığı -silme- kullandım) içine biraz da un ekleyip kaşıkla hamur bir araya gelene dek karıştırdım. 




daha sonra hamur oluşmaya başlayınca yavaş yavaş un ekledim. 


sonrasında hamuru kaseden alıp tezgahta avucumun alt kısmıyla yoğurdum. şu aldığı kadar meselesine gelirsek, hamur elinize yapışmayı bırakıp avucunuzun içinde bir top halinde durmaya başladıysa olmuş demektir. bu poğaçanın hamuru biraz yağlı bu yüzden daha çok un istermiş gibi durur ama siz yine de eklemeyin:) 


yağlı kağıt serin bi tepsiye, ben burda emaye tepsiyi hızlı ve ısıyı eşit dağıtma özelliğinden dolayı tercih ettim. sonra hamurdan ceviz büyüklüğünde parçalar koparıp avucunuda önce yuvarlayıp sonra düzleyin. yani sağdan soldan yukardan açtırın. içine beyaz peynirden koyun. ha bu arada beyaz peyniri çatalla ezin, lor peyniriyle olmaz, onu denemeyin. sonra hamuru kapatıp tepsiye dizin. benim yaptığım hamurdan yirmi tane poğaça çıktı. dizdikten sonra üzerine çırpılmış yumurta sarısını fırça ile sürün ve çörek otu, susam ekleyin.

fırının önceden ısıtılmış olması çok da önemli değil. üzerleri kızarana dek 180 derecede pişirin. 



yanına da meyve çay tarifi vereyim hemencik:

2 mandalina kabuklarını ve içini
1 elmayı kesip
1 havucu kesip
bir kaç tutam maydanozu
yarım çubuk tarçını
3 tane karanfili
bir litre suya ekleyip bir kaç taşım kaynatın. tatlandırıcaya gerek yok. doğrudan için.

afiyet olsun efendim. hypnos bildirdi. yeni tariflerde görüşmek üzere. 

20 Aralık 2010 Pazartesi

Merhaba ve elmalı turta

İlk tarifimizi elmalı turta yapmaya karar verdik. Aslında gönül isterdi ki sırf bu blog için mutfağa girip elmalı turtayı döktürelim fakat annemlerin fırını çok çalıştırmaktan dolayı o kadar yüksek geldiğini söyledikleri elektrik faturası önümü kesti. Normalde pek ölçüyle işi olan bir insan değilim, ama qalom'la bu işin üstesinden geleceğimize inanıyorum:)

Bundan sonraki amacımız büyükleri söylendirmeden en azından haftada bir mutfakta döktürmek.

Elmalı turtaya gelirsek göz ağrım olan bu tarifin hamuru tuttu mu geriye hiçbir zorluğu kalmıyor çünkü elmalı harcının kötü olmasının imkanı yok. Aslında ben hamurdan da anlamıyorum başarısız birçok hamur girişimim sonucunda tutturur gibi oldum. Qalom'un tarifi sağolsun, işte o tarif:

İçi için,

3 rendelenmiş elma
Tarçın
Ceviz
2 çorba kaşığı şeker

Elmaların kabuklarını soyun, ben soymadan da denedim, her ne kadar benim durumdan bir şikayetim olmasa da annem bıdı bıdı etti:) Soyulmuş elmaları rendeleyin, kararmaması için çabuk çabuk davranın. Koyun hemen tencereye, açın altını üzerine şekerini ilave edin ara sıra karıştırarak suyunu çekene kadar pişirin. Mis gibi kokacak, ağzınız sulanmaya başlayacak:) Sonra soğumaya bırakıyoruz, soğuduktan sonra ceviz ve tarçınını ilave edebilirsiniz.

Yine bir kez yaptığımda yeşil elma kullandım, ekşimtrak oldu tabi. Ben fark etmesem de annem tadını aldı ve çok hoşuna gittiğini söyledi.

Hazır o soğurken biz de hamura bakalım,

1 çay bardağı su
1 çay bardağı margarin
1 çay bardağı sıvı yağ
1 çay bardağı yoğurt
1 çay bardağı pudra şekeri
1 yumurta
1 paket vanilya
1 paket kabartma tozu
Aldığı kadar un

Üstte ne varsa koyup çırpın, unu da azar azar ekleyin. Benim yine elimin ayarı olmadığı için un kesesini boca ediyorum sonra sonuçlarla uğraşıyorum:) İşte cancağızlarım kulak memesi kıvamında güzel bir hamur elde edeceksiniz, biliyorsunuzdur hepiniz, ama ben bu tarifi bir dahaki denememde karşınıza daha nicel verilerle geleceğim, yazarken farkediyorum yani ben de bi hoşum:p

Hamur da hazır, e harç da hazır, helva yapmayalım da yanında mı yatalım yani:) Alın turta kalıbınızı, dibini hafiften azzıcık fırça ile yağlayın. Hamuru yayın ince yayın, hatta üzerine tabakla neyin bastırın. Çünkü ben elimle de yaydım hamuru, bir tarafları kalın olurken başka tarafları ince oldu komik bir duruş sergilediler.

Tarif vermekten çok elmalı turta ile ilgili hazin anılarımı anlattım resmen.

Hamur da yayıldıysaa üzerine harcı koyun, dağıtın her yanına. E bu turtaların üzerine bi süsleme konur her zaman. Kimisi hamur şeritleri tercih eder, benim tercihim kıtır hamurdan yana:) Yine daha önceki bir başarısız hamur girişimimde o kadar kötü bir hamur yapmıştım ki kendisini buzluğa kaldırıp bir an önce unutmak istedim. Tabi o haftalarını buzlukta geçirirken ben doğru düzgün hamur yapmayı başardım ve kendisini nasıl bitireceğimi çözdüm! In rende we trust! Aldım rendeledim buzluktaki turta hamurunu, üzerine serptim bir güzel, sonra fırına verdim, kıtır kıtır bir üste sahip oldu çevreden beğeni kazandı kendisi.

Aslında bu buzluktan çıkan hamur biraz da dışarda beklerse daha yuvarlak parçalar elde ediliyor.

Ha bi de fırından çıktıktan sonra hemen dilimleyip yemeyin soğusun birazcık. Metal değdirmeyin yazıyordu yine bir yerde, plastik bıçakla daldım ucu eridi!
İşte bunun fotoğrafı var:) Aslında daha düzgün bir yamuktu ama ben doğrulturum diye ateşe tuttum biraz eğdim böyle şemalsiz bir şey çıktı.

Önümüzdeki haftalarda bir tane yaptığımda bütün aşamaları fotoğraflayıp, rakamlarla konuşucam!

Aha sıramı savdım, Bostancı'dan bildirdim, ben purptakal, afiyetler dilerim:)